Ana sayfa Zootekni ve Hayvan Besleme Hayvan Besleme ve Bes. Hastalıkları Toksik Bitkiler

Toksik Bitkiler

1746
0

Çok sayıda türden meydana gelen çayır ve meralar, zengin bitki örtülerine sahiptir. Çok iyi durumdaki  çayır-mera vejetasyonlarında yabancı bitkiler ya hiç bulunmaz, ya da çok düşük oranlarda bulunurlar. Kuvvetli bir şekilde büyüyüp gelişen, iyi bitki türlerinin bulunduğu bir merada yabancı bitkiler çoğalma eğilimi gösteremezler. Ancak iklimsel vejetasyonun kontrolsüz otlatma, ekolojik faktörler ve ekstrem çevre faktörleri gibi değişik etkenlerin tesiri ile bozulması halinde, yabancı bitki istilası başlar. Bu istilacı bitkiler genelde toksiktir.

Toksik bitki nedir ?

Hayvanlar tarafından tüketildiğinde hayvanların bünyelerinde patolojik değişikliklere neden olan  bitkilere “zehirli bitki” adı verilmektedir.

  1. Alkaloit İçeren Bitkiler:

 Alkaloitler hayvanlarda sinir sistemi ve karaciğer üzerine direkt etkide bulunurlar. Alkaloit alımıyla birlikte hayvanlarda beyin, omurilik, sinir sistemi bozuklukları meydana gelir ve ani ölümler görülebilir.

 Hezaren türleri (Delphinium spp.), tohum, sap ve yapraklarında bulunan Delphinin ve Delphonin alkoloidleri nedeni ile rasyonlarda % 3 ve daha fazla oranda bulunduklarında büyük ve küçükbaş hayvanların ölümüne sebep olurlar.

 Benekli baldıran(Conium maculatum)’ın, bünyesinde bulunan alkaloitlerin en güçlü olanı Conin’dir.  En çok sığır ve atlar üzerinde etkili olur, gebe hayvanlarda düşük doğuma ve sakatlığa yol açarlar.

 Güzel avratotu (Atropa bellâdonna), kök, yaprak ve meyvelerinde bulunan Atropin nedeni ile hayvanlara zarar verir.

 Çiğdem türleri (Colchicum spp.), tohumlarında bulunan Colchicin nedeni ile küçük ve büyükbaş hayvanlarda zehirlenmelere yol açar, at ve sığırlar üzerine olan etkisi, koyun ve keçilere oranla daha fazladır.

Atropin, emzikli hayvanlarda anne sütü aracılığı ile yavrulara geçer ve yavruların da zehirlenmesine neden olur. Ülkemiz meralarında bulunan ve bünyelerinde alkaloit bulunduran bazı bitkiler;

 Lüpenler:

Lupinus albus(beyaz lüpen), Lupinus angustifolus(mavi lüpen), Lupinus luteus(sarı lüpen).

Kış aylarında görülen proteince zengin yemlerdir. Kurutulmuş olgun olanları toksiktir.

Mavi lüpen 10-20 g/kg düzeyinde toksik alkoloidleri kapsar. Lüpenin alkoloid emniyet düzeyi ise 0.6 g/kg düzeyinden azdır.  Zehirlenme sonunda solunumda güçlük, konvulsiyonlar ve sinirsel semptomlar görülür. Ayrıca sığırlarda gebeliğin40-70. günlerinde lüplenli meralarda otlatılırsa “Bilek Bukağılık Dana Sendromu” oluşur. Etkili bir tedavi yoktur.

 Akçöpleme (Veratrum album) nemli yüksek yaylalarda bulunur. Fötal ölümlere neden olur.

 Zehirli baldıran (Conium maculatum L.) hayvanlarda bradikardi, taşikardi ve sonuçta felç meydana gelir.  Ölüm etkisi gösteren  günlük baldıran otu miktarı; atlarda 2 kg, sığırlarda 4 kg, koyunlarda ise 1 kg’dır. Ölen hayvanların idrarında fare kokusu hissedilir.

 Geven (Astragalus) swainsonine alkoloidinden ziyade yüksek oranda içerdiği selenyumdan dolayı toksiktir. Özellikte sonbaharda görülür. Selenyum zehirlenmesine karşı içme sularına 5 ppm sodyum arsenik katılabilir.

Kanyaş Otu (Phalaris spp.) kurak mevsimlerde görülür bitki çiçeklenmeden önce zehirlidir. Bu bitkiyi içeren meralarda otlayan hayvanlara  kobalt verilmesi yararlı olur.

  1. Glikozit İçeren Bitkiler:

Glikozitler şeker ile karbonhidrat  olmayan bir grubun ester bağları ile bağlanmasından oluşmuş, enzim veya seyreltik asitlerin etkisiyle şeker olmayan bir kısım ile bir veya daha fazla şeker molekülüne ayrılan bileşiklerdir. Glikozitler hidrolize olunca toksik siyonidli bileşiklere dönüşmektedirler. Serbest HCN’in ruminantlarda letal dozu 2-2.3 mg/kg dolayındadır. Koyun, günde (gün boyu) 15-20 mg/kg HCN’i detoksike edebilir. Genelde 100 gramında 20 mg (200 ppm) HCN içeren bitkiler, hayvanlarda zehirlenmeye neden olur. Sindirim ya da solunum yoluyla emilen HCN ve siyanürler, selüler respirasyon (hücre solunumu) enzim sistemini (sitokrom a3) bloke ederek histotoksik anoksiye neden olurlar.

 Danakıran (Helleborus spp.), erken ilkbaharda merada otun bol olmadığı devrede genç hayvanlar tarafından yanlışlıkla tüketilir ve küçük ve büyükbaş hayvanlarda oldukça ağır zehirlenmelere yol açar.

 Zakkum(Nerium oleander)’un bütün organları Kardiotonik glikozitleri (Oleandrin vd.) içerir. Bu nedenle zakkumu tanımadan yiyen bilhassa genç hayvanlarda ani ölümler görülür. Bu şekilde ölen hayvanların etleri de zehirlidir.

 Yüksükotu türleri (Digitalis spp.) tohum, sap ve yapraklarında bulunan alkaloidler nedeni ile öldürücü etkiye sahiptir. Özellikle bitkinin taze sürgünlerini yiyen genç hayvanlarda zehirlenme vakaları daha çok görülmektedir.

 Ak Üçgül (Trifolium repens) yapısında bulundurduğu lotaustralin siyano glikozidi zehirlenmelere neden olur.

 Bataklık Atkuyruğu (Equisetum palustre) en fazla zehirlenme atlarda görülür. Bu bitki zehirlenmesinin en kötü yanı B1 vitaminini tahrip etmesidir.

 Tarla Atkuyruğu(Equisetum arvense)

  1. Oksalat İçeren Bitkiler:

 Sirken  türleri(Chenopodium spp.)

Oksalatlar, toksik etkilerini kalsiyumu bağlayarak kanın dengesini bozmak suretiyle gösterirler. Aşırı oksalat alımları ruminantlarda böbrek tahribatına, tek midelilerde kemik bozulmalarına neden olmaktadır. Otlayan hayvanlara kalsiyumca zengin mineral maddelerin verilmesi oksalatların olumsuz etkilerini ortadan kaldırır.

  1. Resinler – Resinoid İçeren Bitkiler:

En iyi bilineni andromedotoksin (asetotoksin)’dir. Orman gülü (Rhododendron spp.) türlerinde bulunmaktadır. Rhododendron cinsinde ayrıca erikolin ve rhododendrin bileşikleri de bulunmaktadır.

 Sütleğen türleri :Resin ve resinoidler yönünde zengin diğer bir bitki grubu sütleğen türleri (Euphorbia spp.)’dir. Sütleğen yiyen hayvanların sütü pembe olur, içerdiği polihidrik diterpen esterleri nedeni ile yakıcı, kızartıcı, müshil yapıcı, kusturucu ve ishal yapıcı özelliklere sahiptir. Sütleğen yiyen hayvanın sütünü içen yavrularda da bir süre sonra ölüm hadisesi görülmektedir.

  1. Işığa Karşı Duyarlılık Yapan Bitkiler:

Kılıç otu (Hypericum spp.)

Karabuğday (Fagopyrum esculentum)

Akdarı (Panicum)

Demir dikeni (Tribulus terrestris)

Kanarya otu (Senecio L.)

Bu bitkiler fotodinamik yani ışığa karşı toksik reaksiyonlar yaratma özelliğine sahip pigmentleri içerirler. Bitkilerde bulunan en önemli fotodinamik madde klorofilin parçalanması ile oluşan Phylloerythrin’dir. Karaciğer bozuklukları Phylloerythrin’in toksik etkilerini daha da artırır.

Hypericum türlerinde bulunan Hypericine denen kırmızı çiçek pigmenti nedeniyle, bu bitkileri yiyen hayvanlarda güneşe maruz kalan pigmentsiz deri kısımlarında 1-2 hafta içerisinde yaralar ortaya çıkar. En büyük reaksiyon bitkiler taze iken tüketildiğinde yaşanır. Merada kantaron türlerini yiyen özellikle koyunlarda ve bazen diğer hayvanlarda bu durum çok sık görülür. Bitkinin yaprak, sap ve çiçeğinde bulunan Hypericine nedeni ile hayvanlarda ışığa karşı duyarlılık oluşmakta, hayvanların ışık gören bölümlerinde deri deformasyonları ve deri iltihaplanmaları oluşmaktadır.

  1. Nitrat ve Nitrit Biriktiren Bitkiler:

 Çayır yumağı (Festuca pratensis Huds.)

 Sudan otu (Sorghum sudanense)

 Çim  (Lolium)

 Mısır

 Yulaf

 Sorgum

Bitkiler %1.5 den fazla nitrat içerirse öldürücü olabilir. İçme suyunda ise %0.6 dan fazla nitrat bulunması zehirlenmeye neden olabilir. Nitratlar gerçekte ruminantlar için zehirli olmayıp, rumende nitrite dönüşerek zehirli etki gösterirler. Nitrit hemoglobindeki demiri ferro halinden ferri duruma okside ederek methemoglobine çevirir. Bu durumda oksijen dokulara taşınamaz ve sonuçta titreme, solunum sayısının artması, sallanma ve neticede ölüm yaşanabilir. Bu olaya nitrat zehirlenmesi denir. Bitkilerin yetiştikleri yerlerin sık gübrelenmesi ve vejetasyonun seyrek olması bitkilerde nitrat birikimini artırmaktadır.

  1. Hemolitik Etkili Bitkiler:

 Kara lahana (Brassica oleracea l.)

 Karnıbahar  (Brassica oleracea var. botrytis l.)

 Lahana (Brassica l.)

 Soğan (Allium angulosum )

 Yabani sarımsak (Allium sativum)

 Hardal (Sinapis arvensis)

Bu bitkilerin hemoliz etkilerinin meydana gelebilmesi için fazla miktarda ve devamlı yenmesi gerekir.

Eğrelti otu (Pteridium aquilinum):  Karadeniz bölgesinde daha fazla görülmektedir.  Bu bitki siyanogenetik glikozit, tiaminaz ve aplastik anemi faktörlerini içerir.Zehirlenme en çok atlarda nadiren sığırlarda sonbaharda görülür. İdrar kesesinde tümörler oluşturur.

  1. Karsinogenetik Etkiye Sahip Olan Bitkiler:

Tedavide atlara subkutan100 mg/gün thiamin iyi sonuçlar verir.

 Kanarya otu türleri  (Senecio spp.) karaciğerde karsinogenesis’e neden olur.

  1. Östrojen Etkili Bitkiler:

 Yer altı üçgülü (Trifolium subterranium)

 Çayır üçgülü (Trifolium pratense)

 Melez  üçgül (Trifolium hybridum)

 Yonca (Medicago sativa)

 Fıçı yoncası (Medicago truncatula Gaerin)

Östrojenik etkili bitkiden zengin meralarda otlayan koyunlarda şiddetli infertilite ve postnatal kuzu ölümleri görülebilir ancak sığırlarda bu problemler görülmez

 Toksik Bitkilere Karşı Bazı önlemler:

Meralar normal bitki örtüsü bozulmayacak şekilde otlatılmalı ve gereksiz gübrelemeden kaçınılmalı.

Toksik bitkilerin yoğul olduğu bölgelerde hayvanlar otlatılmamalı ve böyle meralar ıslah edilmeli.

 Zehirlenmeler sonucunda ise;

1- İlk önlem zehirli bitkiyi sindirim sisteminden uzaklaştırmaktır bunun için hayvana laksatif verilir. 400-500 kg canlı ağırlığa 3-4 kg mineral yağ yada magnezyum sülfat verilebilir.

2- Absorbanlar verilebilir(aktif karbon, bentonite )

3- İV olarak %20’lik kalsiyum glukonat, %10-30’luk dekstrose yada %25’lik Na-tiyosülfat sölüsyonu verilebilir.

4- Semptomatik olarak yatıştırıcılar uygulanabilir.

 

 

KAYNAKLAR

  • BALABANLI C., ALBAYRAK S., TÜRK M., YÜKSEL O., Türkiye Çayır Meralarında Bulunan Bazı Zararlı Bitkiler Ve Hayvanlar Üzerindeki Etkileri Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi DergisiSeri: A, Sayı: 2, Yıl: 2006, ISSN: 1302-7085, Sayfa: 89-96

BİR CEVAP BIRAK