Ana sayfa Zootekni ve Hayvan Besleme Hayvan Besleme ve Bes. Hastalıkları Süt Yağı, Rengi, Tadına Ve Miktarına Beslemenin Etkisi

Süt Yağı, Rengi, Tadına Ve Miktarına Beslemenin Etkisi

1583
0

Şu zamanın şartlarında yetiştiriciler ürettikleri sütleri pazarlarken tek kriter olarak sütün miktarını görmektedirler. Bununla beraber hayvancılığının ileri düzeyde olan toplumlarda fiyatlandırmada sütün miktarından çok bileşeni dikkatte alınmaktadır. Bu ülkelerde sütün yağı, proteini, kuru maddesi, somatik hücre sayısı ve sütteki bakteri sayısına bağlı bir fiyatlandırma sistemi bulunmaktadır. Yakın zamanda ülkemizde de süt işleyen işletmelerin süt alımında politika değişikliğine giderek sütün bileşimine göre fiyatlandırma yapmak zorunda kalacakları tahmin edilmektedir. Sütün bileşimine giren maddeler arasında beslenmeye bağlı olarak en fazla değişikliğe uğrayan süt yağıdır. Hayvanın ırkı, yaşı, süt verimi, laktasyon sayısı, hayvanın kondüsyonu gibi beslenme dışı faktörler sütün yağ oranını değiştirebilmektedir. Ancak sütte yağ oranını etkileyen en önemli faktör beslenmedir. Bu yazıda süt yağının düşmesine sebep olan beslenme ile ilgili faktörler üzerinde durulacağım.Bunun yanında rasyonda süt verimi ile protein ilişkisi hakkında ve süt rengi,tadına etki eden faktörler hakkında kısaca bilgi vericeğim.

 

GİRİŞ:

Sütün büyük bir bölümü yemlerin işkembede parçalanması sonucunda açığa çıkan fermentasyon ürünlerinden meydana gelmektedir. Uçucu yağ asitleri olarak adlandırdığımız bu ürünler asetik asit, propiyonik asit ve bütirik asittir. Asetik asit ve bütirik asit doğrudan süt yağının sentezine katılmaktadır. Propiyonik asit ise kolaylıkla kan şekerine dönüşerek süt şekerinin sentezlenmesinde kullanılır. Süt şekeri miktarı ne kadar çok olursa süt miktarı o kadar artmaktadır. Süt yağının sentezinde anahtar rolü sirke asidi olarak da bilinen asetik asit üstlenmiştir. İşkembede sirke asidi ne kadar fazla üretilirse süt yağı o derece artmaktadır.
Yakın zamanlarda yapılan çalışmalar sonucunda ise işkembe fermentasyonu sonucu ortaya çıkan sirke asidi dışında başka bir çok parametrenin de süt yağ oranı üzerinde etkili olduğu ortaya konmuştur.

 

KABA VE KONSANTRE YEM ORANI

Genel bir kural olarak, kabul edilebilir düzeylerde süt yağ oranını elde edebilmek için rasyonun kuru maddesinin % 50 veya daha fazlasının kaba yemlerden oluşması gerektiği ve yine rasyonda en azından % 17 oranında ham selüloz bulunması gerektiği bildirilmektedir. % 60 –65 oranında kaba yem veya % 17-20 oranında ham selüloz içeren bir rasyonla hayvanın genetik kabiliyetinin üst  sınırına yakın düzeyde süt yağı elde edilmesinin mümkün olacağı iddia edilmektedir.

KONSANTRE YEMİN ÖĞÜTÜLMESİ

Çok ince öğütülmüş ya da çok ince öğütülerek peletlenmiş konsantre yemleri yiyen ineklerin süt yağı oranlarının, taneleri kabaca kırılarak veya ezme haline getirilerek hazırlanmış konsantre yemleri yiyen ineklerinkine göre daha düşük olduğu belirlenmiştir. Serbest yemleme sistemlerinde peletlenmiş yemlerin sıkıştırma özelliği sayesinde hayvanlar kaba yeme oranla daha fazla tane yem tüketmekte bu nedenle de süt yağında bir azalma meydana gelebilmektedir.

 

KABA YEMLERİN ÖĞÜTÜLMESİ YA DA PELETLENMESİ

Kuru otların peletleme ya da herhangi bir nedenle çok ince doğranması, ve yine silajların çok ince kıyılmış materyallerden hazırlanması,  kaba yemlerin işkembeden geçiş hızını çok artırması ve sindirimlerinin düşmesi nedeniyle süt yağ oranı üzerine olumsuz etki yapmaktadır.

 

SELÜLOZ DÜZEYİ

Rasyonun tavsiye edilen minimum selüloz düzeyi  % 17 dir. Bu oranda ham selüloz düzeyini sağlayabilmek için rasyonun kuru maddesinin en az 7,5 kg ya da hayvanın canlı ağırlığının % 1,0 – 1,5 i oranında kaba yem içermesi gerekir. Süt yağına sadece selüloz miktarı etkili olmaz. Rasyondaki kaba yemin kuru madde bazında en az üçte birinin biçilme uzunluğu 5 cm den fazla olmalıdır.

 

KONSANTRE YEMİN KOMPOZİSYONU

Konsantre yemde tane mısırın oranı % 50 yi, toplam rasyonda ise kuru madde bazında % 35’i geçmemesi gerekir. Soya işleme tesisleri ve turunçgiller posaları süt yağının artmasını teşvik eder. Tahıl karışımındaki buğday miktarı ise % 25 ile sınırlandırılmalıdır. Mevcut bilgiler ışığında işkembenin normal fonksiyonlarını sürdürebilmesi için kolay eriyebilen karbonhidratların oranının rasyonda % 35’i geçmemesi önerilmektedir.

 

YEMLEME SIKLIĞI

Yemlemenin sık yapılması işkembe şartlarının daha değişmez kalmasını sağlar. Bu nedenle  komple karma yemle hayvanın sürekli yiyebileceği şekilde yemleme yapılması süt verimi ve bileşimine olumlu katkıda bulunur.

 

TAMPON ETKİLİ YEM KATKILARI

Tampon etkili maddeler rumen pH sının 6-6,3 korunmasını sağlamaktadır.

Sodyum bikarbonat ve magnezyum oksit gibi yem katkı maddeleri süt yağında artışa neden olur. Ancak bunların etkileri yeterli kaba yem verildiği ve süt yağını etkileyen çok ekstra durumların olmadığı zamanlar görülür.

 

YEŞİL ÇAYIR VE MERADA OTLATMA YA DA BİÇİLMİŞ TAZE YEŞİL YEM YEDİRİLMESİ

Bu gibi kaba yemleri alan ineklerde kaba yemdeki selüloz oranının düşük olması ve aynı zamanda da süt veriminde görülen artış nedeniyle süt yağında azalma görülür. Bu nedenle meraya çıkan hayvanlara kuru kaba yemler ile takviye yapmak gerekir

DOYMAMIŞ YAĞLARIN VE BY-PASS YAĞLARIN YEDİRİLMESİ

Özellikle doymamış yağlar işkembedeki sindirimde önemli ölçüde değişikliğe neden olarak süt yağını düşürür. Rasyondaki toplam yağ kapsamı % 6-7 yi geçmemelidir. Buna karşın don yağı, bay-pass yağlar ve kırılmamış bütün pamuk tohumu süt yağında artışa neden olacaktır. Bütün pamuk tohumu ya da tam yağlı soyanın süt yağına olumsuz etkisini önlemek için günde hayvan başına 2.5-3.0 kg dan fazla verilmemelidir.

YEMDEKİ PROTEİN DÜZEYİ

Toplam rasyonda ham protein oranının % 15 ve üzerinde olmasının süt verimi ve süt yağ oranı üzerine olumlu etkide bulunduğu bildirilmektedir

MAYA KÜLTÜRLERİNİN KULLANIMI

Son yıllarda yem katkı maddesi olarak kullanımı giderek artan maya kültürlerinin rumende selüloz sindirimini artırarak, yem tüketimi ve süt veriminin yanı sıra sütte yağ oranını da yükselttiğine yönelik araştırma sonuçları bulunmaktadır.

BESLENMENİN SÜT TADI,KOKUSU VE RENGİ ÜZERİNE ETKİSİ

Sütün tat ve kokusunu bozabilen yemlerin süt ineklerine yedirilmesinde,miktar ve yemleme zamanı açısından dikkatli olunmalıdır.

Tırfıl bakımından zengin olan meralarda otlayan sağmal hayvanların sağımdan 3-4 saat önce bu alanlardan alınması gerekir.Bu açıdan,riskli yemler(pancar,şalgam,turp,lahana soğan,kolza)ineklere sınırlı miktarda verilmelidir.Bu yemlerin verilmesi zorunlu ise sağımdan hemen sonra yedirilerek koku verici maddelerin organizmada yıkımlanması sağlanmalıdır.

Kirli,donmuş veya küflenmiş yemler hayvanlara verilmemelidir.Çünkü böyle yemler kolayca ishale yol açarak barınak iç temizliğini bozar ve sağılmış sütler kadar meme sağlığı için de tehlike oluştururlar.

Silaj,yaş posa,lahana ve pırasa gibi yemler ilke olarak barınak veya sağım yerleri içerisinde depolanmalı,yemliklerde bu tip artık yemler bırakılmamalıdır.

Barınaktaki olumsuz kokular sağlan sütlere kolayca geçebileceği için,barınakların iyi havalandırılması ve sağılan sütlerin hızla kaldırılması gerekir.

Sütte acımsı bir tat veren burçak,acı bakla,fiğ gibi baklagil taneleri  veya saman fazla miktarda yedirilmemelidir.

Mastitis ,sütün klor düzeyini artırarak,süte tuzlu bir tat verir.

SÜT ve PROTEİN İLİŞKİSİ

Hayvanlardan elde edilen verim her şeyden önce genetik kapasite,hayvanlara uygun bakım besleme ve uygun çevrenin sağlanması ile elde edilir.Her iki faktörde hayvanın verim düzeyini etkiler.Besin madde gereksinmeleri verim düzeyine paralel olup,enerji,protein,vitemin,mineral ve ham selüloz gibi temel besin maddelerince dengeli yeme gereksinim duyar.Her şeyden önce ruminantların tek mideli hayvanlardan ayıran en büyük farklılık ;besin değeri düşük et,süt gibi temel gıda maddeleri üretme yeteniğidir.Bunda en önemli pay ruminantların ön midesinde bulunan mikroorganizmalara aittir.Ancak hayvanın verim düzeyi artıkça besleme düzeyi düşük yemlerden hayvana sağlanan besin maddeleri yetersiz kalmakta ve hayvanda verim kayıpları oluşmaktadır.Bu amaçla,günümüzde kaba yem ve kesif yem kaynakları yanında enerji kaynağı olarak yemlere yağ katkısı da önem kazanmaya başlamıştır.Enerji yanında hayvanda protein temini de üzerinde önemle durulması gereken konulardan biridir.

SONUÇ

Sonuç olarak, hayvanlarımızı beslerken kriter olarak sadece günlük süt verimini değil süt yağ oranınada dikkat edilmeli,gelicekte sütün miktarından çok bileşimi değerlendirileceği unutulmamalıdır.Ayrıca süt verimi konusunda protein tek başına değil tüm diğer besin maddeleri ile birlikte düşünülmelidir.Özellikle yüksek süt verimli ineklerin beslenmesinde mikrobiyal protein   ve yıkımlanamayan protein temini konularına önem verilmelidir.

 

 

 

    KAYNAKLAR:

Prof.Dr Hasan Rüştü Kutlu Yüksek Süt Verimine Sahip İneklerde Süt Verimi ve Rasyon Protein İlişkisi

Prof.Dr.Behiç COŞKUN  Sütte Yağ Oranını Etkileyen Beslenme ile İlgili Faktörler

Huzur Derya Umucular ve Nurrettin Gülşen Düşük Yağ Sendromu-Çiftlik Hayvanlarında Beslenme Hastalıkları

Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Kitabı -Yemler Yem Hijyeni ve Teknolojisi Kitabı Ahmet ERGÜN,İrfan ÇOLPAN,Gültekin YILDIZ,Seher Küçükersan,Şakir TUNCER,Sakine YALÇIN,KemalKÜÇÜKERSAN   Adnan ŞEHU

Mustafa Nizamlıoğlu Süt Kimyası

BİR CEVAP BIRAK