Ana sayfa Zootekni ve Hayvan Besleme Hayvan Besleme ve Bes. Hastalıkları At besleme

At besleme

Sunum ile ilgili herhangi bir hak talebi ve siteden kaldırma işlemi için lütfen iletişim bölümünü kullanınız.

13279
1

ATIN ÖNEMİ

At, 4500-5000 yıl önce evcilleştirilmiş olup, bugünkü durumuna 55 milyon yıllık bir evrim sonucunda gelmiştir. Atın ilk defa Türkler tarafından evcilleştirildiği, ilk yarışlarının yapıldığı ve çeşitli atlı sporları geliştirildiği bildirilmiştir. Dünyada yaklaşık olarak 160-170 adet at ırkı bulunmaktadır. Genellikle sıcak kanlı (arap ve ingiliz) ve soğuk kanlı (haflinger atı) at ırkları olarak ikiye ayrılır. Yerli ırklarımız ise Anadolu yerli tipi, Çukurova ve arap tipi atlardır. Uzun yayla, midilli, canik, malakan atları diğer mahalli atlarımızdandır.

ATTA SİNDİRİM SİSTEMİ ANATOMİSİ VE FONKSİYONLARI

Tek mideli bir hayvan olan at tam bir ot yiyicidir. Atlarda sindirim sistemi ağız, farenks, özafagus, mide, ince bağırsak ve anüsten oluşur. Atlarda mide ruminantlara göre çok küçüktür. Bu nedenle atlara yemler birden değil azar azar ve sık sık verilmelidir. Aşırı miktarda yem tüketimi olursa hızlı solunum, midede şişkinlik, kolik ve mide yırtılması oluşabilir. Atlarda ince bağırsaklar toplam sindirim sisteminin 1/3’nü oluşturur ve fonksiyonel bir sekum bulunmaktadır. Sekum fermentasyonun ve bakteriyel sindirimin gerçekleştiği yerdir. Kuru ot ve çayır otları gibi kaba yemler sekumda sindirilir. Atta organların görünüşü şekilde verilmiştir.

 

AĞIZ: Yemin alınması dudaklar, dil ve dişlerin yardımıyla olur. Yemin ağıza alınmasında dudakların önemli bir görevi vardır.

DİŞLER: At beslemede dişlerin önemli rolü vardır. Diş sağlığı atların beslenmesinde dikkat edilecek ilk ve önemli unsurlardan biridir. Diş sağlığının bozulması durumunda hayvan yemi sık sık ıslatır ve yemi yeterince değerlendiremez. Atlar yemi çok fazla sayıda çiğnedikleri için diş sağlığının kontrolünün yapılması gerekliliğini göstermektedir. Atlar günde ortalama 35-40 litre tükrük salgılar. Tükrük tampon görevi görür.

ÖZEFAGUS: Yem partiküllerinin mideye geçişinden sorumlu organdır. Özefagus ile mide arasında güçlü bir sfinkter yer alır. Bu nedenle atlar çok zor kusarlar. Kusma şekillendiği durumlarda mide yırtılması sonucu ölüm görülür.

MİDE: Ortalama 15-18 lt’dir. Mide küçük olduğu için atlar günde 2-3 defa yemlenmelidir. Bu nedenle ata her öğünde 0,4-0,5 kg/ 100 kg CA yem önerilir. Verilecek konsantre yemler iyi kalitede ve hijyenik olmalıdır, olmazsa eğer sindirim bozukluğu sonucu sık sık sancı şekillenir.

İNCE BAĞIRSAKLAR: Atta 20-25 m uzunluğundadır ve sindirim sistemi kapasitesinin %30’unu oluşturur. KH, protein ve yağların gerçek sindirimi büyük çoğunlukla ince bağırsaklarda olur. Atların safra kesesi olmadığı için safra, karaciğerden doğrudan bağırsağa verilir. Safra salgısı 300 ml/saattir.

KALIN BAĞIRSAKLAR: Bu organ ortalama 7-7,5 m olup, sekum, kolon ve rektumdan oluşmuştur. sekum; kapasitesi 25-35 lt kadardır, suyun büyük bir kısmı buradan emilmektedir. Kolon ve sekumda bulunan bakteriler KH’ları UYA’lerine, proteinleri ise amino asit, amonyak ve karbondioksite kadar parçalayabilirler.

KOLON: özellikle mikrobiyel sindirim diğer bir ifade ile selüloz sindirimi burada yaşayan bakteri ve protozonlar tarafından yapılır. Ayrıca B kompleks vitaminleri de kısmen sentezlenmektedir. Bir yemin sindirim sisteminde geçişi ortalama 35-50 saat olup, bu zamanın %85’i kalın bağırsakta olmaktadır.

YEM MADDELERİNİN SİNDİRİMİ

Atların sindirim sistemi diğer hayvanlardan farklıdır. Özellikle yemdeki selüloz düzeyi sindirimi olumsuz yönde etkiler.

PROTEİN SİNDİRİMİ: Protein sindirimi ince bağırsakta başlar. Burada amino asitler emilerek proteine dönüşür. Ancak atlar emilen bu amino asitlerden yeterince yararlanamazlar. Çünkü emilim yetersizdir ve emilen kısımda ise ekzojen amino asit sentezi tam yapılmadığından hayvanlar bundan tam olarak yararlanamaz.

KARBONHİDRAT SİNDİRİMİ: Kolay eriyebilen karbonhidratların büyük çoğunluğu ince bağırsakta glikoz ve diğer basit şekerlere dönüşerek emilir. Bazı karbonhidratlar (selüloz) ise kalın barsak ve sekumda bulunan bakteriler vasıtasıyla uçucu yağ asitlerine (asetik, propiyonik ve bütirik asit) parçalanır ve kalın bağırsaktan emilerek büyük bir kısmı enerji kaynağı olarak kullanılır.

YAĞ SİNDİRİMİ: Besin maddesi yada yağın sindirimi ince bağırsakta olur ve emilir. Atlar rasyonda bulunan yağı belli bir oranda tölere edebilirler (%15).

VİTAMİN EMİLİMİ: Yağda eriyen vitaminler genelde ince bağırsaktan emilir. B grubu vitaminler ise kalın bağırsaktaki mikroorganizma vasıtasıyla sentezlenir.

SİNDİRİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

  • YEMLERİN HAZIRLANIŞ ŞEKLİ : Kaba yemlerin peletlenmesi selüloz sindirimini azaltır. Taylar ve yaşlı atlar için tahılların kırılıp öğütülmesi gerekir.
  • YEM TÜKETİMİ: Ata verilen toplam yem miktarı arttıkça besin maddelerinin sindirimi düşer.
  • RASYONUN SELÜLOZ MİKTARI : Rasyonun  selüloz düzeyi ne kadar yüksekse sindirilme derecesi de o oranda azdır. Nitekim samanın sindirilme derecesi %35 iken yoncada bu oran daha yüksektir.
  • YEMLEME SIKLIĞI: Yemleme sıklığı atlarda önemli olmasına rağmen sindirimi önemli ölçüde etkilememektedir.

BESİN MADDE İHTİYAÇLARI

KURU MADDE TÜKETİMİ: Atların kuru madde tüketimi hayvanın fizyolojik durumuna ve yemin kalitesine bağlı olarak değişebilir. Pratik olarak bu hayvanların yem tüketimi ortalama canlı ağırlığının %2,5 kadardır. At beslemede genel bir kural olarak hayvana verilen yemin yarısı kaba yem ve diğer yarısı da konsantre yemden oluşmalıdır. Ata verilecek yem miktarının belirlenmesinde hayvanın canlı ağırlığının bilinmesi gerekir. Genel olarak atların kaba yem tüketimi en azın canlı ağırlığının %1 i kadar olması önerilir. Yoğun eğitimdeki yarış atlarının yem tüketimi ise canlı ağırlığının % 3 ten daha fazladır.

SU İHTİYACI

Bu hayvanlar yem tüketmeden uzun süre yaşayabilmelerine rağmen susuz yaşayamazlar. Vücut suyunun %10 unu kaybetmesi durumunda organizmada bozukluklar şekillenirken bu oran %20 olduğu zaman ölüm bile meydana gelebilmektedir. Genel olarak atlar tükettiği her kg yem için 2-3 litre suya ihtiyaç duyarlar.

Atların Su İhtiyacını Etkileyen Faktörler: yaş, çevre ısı ve nem, iş (çalışan atlara 2 saatte bir su verilmelidir), rasyon, laktasyon.

Atlara Su Verileceği Zaman Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  • Atlara su her zaman belli aralıklarla verilmeli ve hayvanlar susuz kalmamalıdır.
  • Çok çalıştırılan ve terli olan atlara soğuk su vermekten kaçınılmalı aksi halde sancı görülebilir.
  • Egzersizden ve yemlemeden bir saat sonra su verilmelidir.
  • Su azar azar sıcak yaz günlerinde ise sık sık verilmelidir.

ENERJİ iHTİYACI

At beslemede enerji birimi genelde SE (Sindirilebilir Enerji) olarak kullanılır.

1.YAŞAMA PAYI ENERJİ İHTİYACI:

SE,Mcal/kg= 1.82 x (0.0383 x CA) – (0.000015 x CA2)

2.BÜYÜMEDE ENERJİ İHTİYACI:

SE= (4.81 + 1.17 x Y – 0.023 Y2) x GCAA

Y: hayvanın yaşı ay    GCAA: günlük canlı ağırlık artışı

3.GEBELİKTE ENERJİ İHTİYACI

Gebeliğin son üç dönemine kadar yaşama payı

Gebeliğin 9. Ayında Yaşama payı x 1.11

  1. Ayında Yaşama payı x 1.13
  2. Ayında Yaşama payı x 1.20 ile hesaplanır.

ENERJİ YETERSİZLİĞİNDE; Taylarda büyüme yavaşlar veya durur. Erginlerde ağırlık kaybı, döl verimi ve form düşüklüğü, aşırı yorgunluk meydana gelir. İç organlarda atrofi ve yağ dokuda azalma görülür.

ENERJİ FAZLALIĞINDA; Hayvanda yağlanma vardır. İş ve döl verim performansı düşer. Genç hayvanlarda çeşitli iskelet bozuklukları ortaya çıkar.

ATLARDA PROTEİN İHTİYACI

Proteinler tün yaşam boyunca mutlaka gerekli olan bir besin maddesidir. Özellikle taylara mutlak suretle kaliteli protein vermek gerekir. Bu amaçla baklagil otları, soya küspesi, keten tohumu küspesi gibi yem maddeleri kullanılabilir. Yaşama payı protein ihtiyacı düşüktür ve iyi kaliteli kaba yemle karşılanabilir. Pratik olarak iki yaşlı ve eğitimli atların protein ihtiyacı %13-14 proteinli konsantre yem ve iyi kaliteli ot ile karşılanabilir. Genel olarak çalışan atların ham protein ihtiyacı toplam rasyonda %10-11,5 ; gebe kısrakların %10-10,15 laktasyonda olanlarda %11-13,5 aygırda %9,5-10 sütten kesilen tayda %14,5 tur. Diğer taraftan rasyonda %0,2 lizin bulunan yeme %0,1 treonin ilave edildiğinde kas gelişiminde olumlu sonuçlar alınır. Bu amaçla rasyonlarda yağlı tohum küspesi yada  hayvansal kökenli yemler kullanılabilir.

Atlarda gebeliğin son 90 günü fötusa bağlı protein birikimi (%60) meydana gelmektedir. Bundan dolayı hayvanın protein ihtiyacının bu dönemde ayrı bir özen gösterilmelidir. Kısrağın laktasyon döneminde protein ihtiyacını karşılamak için protein kalitesi yüksek yemler tavsiye edilir. Çünkü hayvan laktasyon döneminin ilk iki ayında sütteki protein miktarı yüksektir. Bu dönemde ham protein ihtiyacı rasyonda %14 lizin %0,41 olmalıdır.

ATLARDA MİNERAL İHTİYACI

Tuz: Atlarda fazla terleme ile önemli derecede tuz kaybolmaktadır. Nitekim orta derece iş yapan atlar terleme ile 50-60 gr/gün ve idrarla 35gr/gün tuz kaybederler. Eğer tuz kaybı karşılanmazsa hayvanlarda bitkinlik görülür. Atlarda ortalama tuz ihtiyacı 85 gr/gün dür. Ancak bu miktar atın çalışmasın ve çevre sıcaklığına göre değişebilir. Konsantre yemlere %0,5-1 oranında tuz katılması atın tuz ihtiyacını karşılayabilir.

Kalsiyum ve Fosfor: Atlar bu iki elemente diğer elementlere göre daha fazla ihtiyaç duyarlar.  Ortalama 500 kg CA bir atta 720 gr kalsiyum 400 gr fosfor bulunur. Atlar normal bir rasyonda  kalsiyumun %45-70 ini  fosforun %35-55 ini değerlendirebilmektedir. Bu değerlendirmede bir çok faktör rol oynamaktadır. Bunlar;

  • Ca/P oranı : normal rasyonda 1,1/1,0 , yaşlı atta 2/1 , sütten kesilen tayda 3/1 dir.
  • Oksalat ve fitat gibi organik inhibitörlerin mevcut olması
  • Hayvanın yaşı
  • Rasyonda D vitamininin de yeterli olması önemli faktörlerdendir. D vitamini Ca/P oranının dengede tutulmasına yardımcı olur.

Magnezyum: Magnezyum elementinin Ca ve P ile çok yakından ilişkisi vardır. At rasyonlarının %50 si kaba yemlerden oluşuyorsa magnezyum ihtiyacı karşılanmış demektir. Magnezyum iyonu vücut sıvılarının unsuru ve enzim aktivatörü olması nedeniyle esansiyel özellik taşır. Özellikle yarış ve gösteri atlarında önemlidir. Rasyonda magnezyum yeterli değilse kassal fonksiyon bozukluğu şekillenir.

Vitamin İhtiyacı : Hayvandan belli bir düzeyde verim alabilmek için rasyona vitaminlerin ilave edilmesi gerekir. Bazı vitaminler atlar tarafından sentezlenmektedir. Sekum vitamin sentezinin yapıldığı yerdir. Atlarda B vitaminleri sentezlenmesine karşılık hepsi sentezlenemez. Özellikle genç atlar ve yarış atlarında B kompleks vitaminleri sentezi yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla bu hayvanlara dışarıdan B grubu vitaminlerin takviye edilmesi gerekir.

Balast Madde İhtiyacı: Hayvanın balast madde ihtiyacı karşılanabilmesi için rasyonun ham selüloz düzeyinin en az %16-18 olması gerekir. Balast madde yetersizliğide; Sindirim bozukluğu, dişlerde şekil bozukluğu, tükürük salgısının azalması ve midede  istenmeyen fermentasyon, verimde azalma, bağırsakta konstipasyon, doygunluk hissedilmediğinden kemirme görülür.

Vücut Kondüsyon Skoru: Vücut kondüsyonu ABD sitemine göre 1’den 9’a kadar. Avusturalya sistemine göre 1’den 5’e kadar sınıflandırılır. Atlarda vücut kondusyon skorunun ABD sistemine göre 8,5 dan fazla olması durumunda sancı, üreme performansının azalması, ortopedik hastalıkların gelişmesi ve arpalamaya neden olabilir. VKS’nin 4’ten küçük olması, üreme sisteminde problemler, yavru gelişiminin gerilemesi, östrusun durması ve İmmum sistemde problemlere neden olur.

YEMLER

KABA YEMLER

At beslemede mera, çayır otu, kuru ot, yonca ve silaj kaba yem olarak kullanılır. Kaba yem ihtiyacı, canlı ağırlığın % 0.5-1.0 arasında değişmektedir. Yeni doğan taylar ile sütten kesilen ve yüksek performans gösteren atların kaba yem tüketimi düşüktür. Yaşlı hayvanlar ise tam tersine az bir konsantre yemi fazla miktarda da kaba yemi tüketmektedirler. Gebe hayvanlar ise % 50 kaba yem, % 50 konsantre yem tüketirler.

1-) Çayır ve mera: Meralar kuruda bulunan bir atın besin maddeleri ihtiyacını karşılayabilir. Baklagil otunca zengin mera otları at besleme için mükemmel bir yem maddesi olup, bunu diğer çayır otları takip eder. At günde 12 saat merada otlayabilir. Ağır iş ve antrenman yapan atların enerji ihtiyacını mera otlarıyla karşılayamadığından bu atlara canlı ağırlığın % 0.75-1.50‘si kadar tane yem karmaları verilmelidir.

2-) Kuru ot: Genel olarak at beslemede çok kullanılır. Atlara verilen kuru ot erken biçilmiş, bol yeşil yapraklı baklagil otu ile karışık ve temiz olmalıdır. Çalışan atlar, yarış atları, laktasyondaki kısraklar ve genç taylara kuru ota ek olarak tane yem karmaları mutlaka verilmelidir.

3-) Yonca: Bu yem maddesi, at rasyonlarını dengelemek için kullanılır. Yonca 2.75-4.5 kga kadar atlara verilebilir. Yetişkin atlara % 20 sorgum, %20 yonca otu karıştırılarak verildiğinde olumlu sonuçlar alınmıştır.

4-) Silaj: At rasyonlarında fazla silaj kullanılmaz. Silaj, kuru otun 1/3’den fazla verilmez. Diğer bir ifade ile en fazla 4.5-7.0 kg/gün verilebilir.

TANE YEMLER

Yulaf: Yulaf at rasyonlarında en yaygın kullanılan yem maddesidir. Düşük bir yoğunlukta olması, yüksek selüloz içermesi, çiğneme için tahılın büyüklüğünün ideal olması, konstipasyonu önlemesi gibi nedenlerden dolayı yaygın kullanılır.

Arpa: Arpa at rasyonlarında tek başına ve yüksek düzeyde kullanıldığında kolike neden olabilir. Arpa ile beraber %15 hacimli yemler, kepek veya %25 yulaf verilerek kolik önlenebilir. Arpa konsantre rasyonun % 33-50’sini geçmemelidir.

Mısır: Tane yemler içerisinde en fazla enerji değerine sahiptir. Mısır rasyonlara bütün, kabaca veya buharda öğütülerek katılabilir. Kırılmamış mısır, genç tay ve dişleri bozuk atların rasyonlarında kullanılmamalıdır.

Buğday: Kabaca kırılmış olarak rasyonlara katılmalıdır. Konsantre yemlere en fazla %30 oranında katılabilir.

Buğday kepeği: Selülozun yüksek olmasından dolayı at rasyonlarında tercih edilmektedir. Ayrıca laksatif etkili, hacimli ve lezzetlidir.

Melas: Atlar için iyi bir yem maddesidir.  Rasyonun lezzetini arttırdığı gibi tozumasını da önler. Konsantre yemlere %5-15 düzeyinde katılabilir.

Soya Küspesi : Bu yem maddesi, mükemmel bir protein kaynağıdır. Lizin miktarı yüksek olup bu yönü ile tay rasyonlarının vazgeçilmez yem maddelerinden birisidir.

Pamuk tohumu küspesi: Kuru ve tozlu olduğu zaman atlarda konstipasyona neden olabilir. Gosipol içerği düşük pamuk tohumu küspesi at rasyonlarında yaygın bir şekilde kullanılabilir. Yetişkin bir ata günde 450-700 gr pamuk tohumu küspesi verilebilir.

Keten Tohumu Küspesi: Bu küspe, proteinli yemler içinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Atın kıllarına parlaklık ve canlılık verir. Laksatiftir ve konstipasyonu önler.Keten tohumu küspesi lizin bakımından fakirdir ve tay rasyonlarında ve hızlı büyülen atlarda kullanıldığından lizin eksikliğine neden olabilir.

Balık Unu: Protein bakımından zengin bir yem maddesidir.lizin ve metiyonin yönünden zengindir. Rasyonlara düşük düzeyde katılır ve rasyonun amino asit yönünden dengelenmesine yardımcı olur.

Et Unu ve Et-Kemik Unu: Protein kaynağı olarak at rasyonlarında kullanılır. Lizin, kalsiyum, fosfor, mineral ve vitamin yönünden zengindir. Tay rasyonlarında tercih edilir.

AT BESLEMEDE ANA KURALLAR

Kaliteli yemler verilmeli, verilen rasyon dengeli olmalı, ani rasyon değişikliklerinden kaçınılmalı, laktasyonda ve büyüme döneminde olan atlarda protein ve mineral yüksek olmalı,

Kaba yemin rasyondaki ağırlığı % 50 olmalı, küflü donmuş yem verilmemeli, elden yem yedirmemeli ki bu durum kemirmeye neden olabilir, büyüyen ve laktasyonda olan atlara daha ziyade baklagil otları verilmeli, olgun ve yaşlı atlara buğdaygil otları tercih edilmeli, yemle yeterince Ca ve P verilmeli, atlarda diş kontrolü mutlaka yapılmalı, konsantre yemler çok inceltilmemeli, hayvana verilen su temiz ve serin olmalı, çalışma yapacak atlar çalışmaya çıkmadan en az 1 saat önce yemini tamamen bitirmiş olmalı veya çalışmadan gelmiş atlara en az 1 saat sonra yem verilmeli, genelde atlar günde iki kez yemlenmeli, çok sıkı çalışan atlarada ise bu sayı 3’e çıkarılmalı, terli ve egsersizden yeni gelmiş atlara hemen su verilmemeli, ahırda kalan atlara sürekli egsersiz yapılmalıdır.

TAYLARIN BESLENMESİ:

0-3 ay’a kadar yaşta olan atlara tay denir. Tayların beslenmesinde en önemli kriter uygun canlı ağırlık artışının sağlanmasıdır. Doğumdan sonra ilk 12 saat içinde taya 500 ml kolostrum verilmelidir. Taylara 3 haftalık yaştan sonra tek başına süt verilmemelidir. Anemiye neden olabilir.  Çünkü süt  demir, bakır ve C vitamini bakımından yetersizdir. Taya 2 hafta sonra yem verilmeye başlanabilir. Tay büyütme yemi % 16-18 HP, 12-13 Mkal/kg SE, % 0.8 Ca ve % 0.6 P içermelidir. Konsantre yem düşük selülozlu, lezzetli ve amino asiti dengeli olmalıdır.

BİR YAŞLI ATLARIN BESLENMESİ

Atlar bir yaşına ulaştığında iyi bir şekilde büyümüş, optimum vücut şeklini almış, ayakları gelişimini tamamlamış durumdadır. Sütten kesildikten sonra taylara her 100 kg canlı ağırlık için 1.2 kg kaba yem ve 1.2 kg konsantre yem vermek yeterlidir. Konsantre yem yaklaşık % 16-18 ham protein kapsarken kaba yemler % 10 ham protein içermektedir.

BİR YAŞINDAN BÜYÜK  ATLARIN BESLENMESİ

Bu hayvanların rasyonlarındaki protein, kalsiyum ve fosfor miktarı bir yaşındakilere oranla daha düşüktür. Kaba yem oranı %60-70 konsantre yem oranı da %30-40 olmalıdır.

AYGIRLARIN BESLENMESİ

Aygırlar yetiştirme ve tohumlama (şubat-haziran) sezonundan önce ne fazla yağlandırılmalı ne de fazla zayıf olmalıdır. Aygır tohumlamada kullanılacaksa iyi kaliteli çayır otu veya yonca otu ile besin madde ihtiyacı büyük ölçüde karşılanır. Bu hayvanlara konsantre yem fazla verilmemeli daha çok kaba yem ağırlıklı besleme yapılmalıdır. Tohumlama döneminde aygırlar protein, enerji, mineral ve vitamin bakımından yüksek yeme ihtiyaç duyarlar. Tohumlama sezonunda 100 kg canlı ağırlık için 1 kg konsantre yem verilir.

KISRAKLARIN BESLENMESİ

Kısrakların aşırı kilolu yada çok zayıf olması üreme sistemini olumsuz etkilediği için istenmeyen bir durumdur. Laktasyonun ilk 3 ayında konsantre yem toplam yem tüketiminin %45-55’ini oluşturur. Bu dönemde yem tüketimi günde 3.0/100 kg CA’a yükselir.

Laktasyonun 3. ayından sonra süt verimi azaldığından dolayı yem tüketimi de azalır. Konsantre yem oranı rasyonda %30-40’a azaltılabilir. Kaba yemin protein düzeyi ise            % 11’den az olmamalıdır.

YARIŞ ATLARININ BESLENMESİ

At bir yaşından itibaren eğitime ve çalışmaya başlar. Yarış atları genelde 2 yaşında yarışmaya başlarlar. Bu dönemde çok iyi dengelenmiş bir rasyonla atın beslenmesi gerekir. Yarış atları yüksek düzeyde enerjiye ihtiyaç duyarlar. Enerji yetersizse yarış performansını etkiler. Atlar bu enerjiyi glikojen ve serbest yağ asitlerinden karşılar. Bu amaçla rasyona glikojen ve yağ ilave edilebilir. Yarış atları CA’nın % 2-2.5’i kadar her gün kuru yem almalıdırlar. Yemin minimum % 35-40 kaliteli kaba yemden, % 60-65‘i ise eksersiz durumuna göre tahıl ağırlıklı konsantre yemden oluşturulmalıdır. Enerji ve protein kaynağı olarak 1-2 yem kullanılmalı ve kaba yem olarak bol yapraklı kuru otlardan yararlanılmalıdır. İlave olarak kalsiyum, fosfor, elektrolitler, iz element ve vitaminler eksersiz durumlarına göre karşılanmalıdır.

ATLARDA ÖNEMLİ BESLENME HASTALIKLARI

LAMİNİTİS: Atlarda oldukça sık ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu hastalık ayağın lamina (yumuşak) tabakasının yangısıdır. Genellikle ön ayağa lokalize olmaktadır. Akut yada kronik olarak görülebilir.

Etiyoloji: birçok nedeni vardır. Fakat en önemli nedeni fazla miktarda tane yemin verilmesidir. Karbonhidratların fazlaca alımını takiben kan laktat seviyesi hızla yükselerek dolaşımda kollaps oluşumunu hızlandırır ve at laminitis semptomu göstererek bazen de göstermeden ölür. Klinik belirtiler genelde 10 günde ortaya çıkar. Görülen klinik belirtiler ise yüksek ateş, solunum, kalp ve nabız sayısında artış, aşırı terleme, ayaklarda ağrı ve sıcaklık vardır. Ayak üzerindeki arterlerin pulzasyonu yüksektir. Topallık belirgindir.

SANCI(KOLİK): Sancı, birçok nedene bağlı olarak sindirim sisteminde meydana gelen bozukluklarla karakterize ve ince bağırsaktaki kasların kasılması sonucu oluşan abdomen ağrısıdır.

Fazla miktarda yemin birdenbire verilmesi, stres, midesi dolu olan atların çalıştırılması, parazitlerin varlığında, ani yem değişiklikleri,egzersizden hemen önce yem verilmesi, yemden hemen sonra su verilmesi gibi nedenlerden dolayı sancı oluşmaktadır.

AZOTÜRİ (PAZARTESİ HASTALIĞI): Hastalık yarış atlarında ve fazla çalışan küçük atlarda daha sık görülür. Birden bire arka bacaklarda paraliz ile karakterize olan bu hastalık bir süre dinlendirmede olan atların aniden çalışmaya başlatılmasında sonucu ortaya çıkar.

Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genellikle azotüri, glikolisis sonucu dokularda ve kanda laktik asit birikmesi ile bazı mental bozukluklara neden olan bir myopati olarak tanımlanır. Klinik belirtiler egzersizin ilk 15 dakikası içinde ortaya çıkmaktadır.

OSTEOKONDROZİS (Endokondral Kemikleşmede Bozukluk)

Topallık yarış atlarında en çok görülen klinik bir problemdir. Hastalığın iki formu vardır.

Birincisi kıkırdakta kalıtımsal bozukluk (genetik), ikincisi ise normal kıkırdak yapı üzerinde meydana gelen bozukluk olarak tanımlanır.(beslenmeye bağlı)

Atlarda yüksek kalori alınması osteokondrozisin oluşmasında en önemli etkendir. Ayrıca rasyonda bulunan fazla miktardaki ham protein de osteokondrozise neden olmaktadır. Atlarda bakır noksanlığı ve çinko fazlalığı sonucu ortopedik gelişim bozukluları görülmektedir.

YARIŞ ATLARINDA PERFORMANSI ARTIRMA UYGULAMALARI

Yarış atlarında iyi bir besleme programı ile performans arttırılabilir. Bu amaçla denenmiş farklı besleme stratejileri şunlardır;

1-)Glukoz uygulama: Atlarda yapılan her iş esnasında kas glikojeni azalır. İşten önce glukoz solusyonlarının  oral veya intra venöz yolla  verilmesiyle kaslara glukoz sağlanmış olur.

2-)Karbonhidrat  yükleme:  CHO tüketimi ile  kaslarda glikojen birikimi, glikojen ile dayanıklılık arasındaki ilişkiler esas alınarak atlarda performansı artırmak için uygulanan bir yöntemdir. Prensibi kaslarda glikojen içeriğini arttırmak ve iş yapan hayvanlarda  anaerobik yorgunluğun başlamasını geciktirerek iş yapma süresini arttırmaktır.

3-)Rasyona yağ katılması: Rasyona yağ ilave edilerek yem miktarı artırılmadan enerji  düzeyi arttırılır. Yağ ilavesiyle dayanıklılık arttırılır  ve yorgunluk geciktirilebilir.  Yarış esnasında % 10 oranında yağ içeren rasyonlar tavsiye edilebilir.

4-)Bikarbonat kullanımı: Ekstrasellüler sıvıda bikarbonat konsantrasyonu artırılarak kaslardan laktik asit akışı hızlandırılabilir. İşten 2-2.5 saat önce 120-150 g NaHCO3 verildiğinde tırıs koşu atlarının bir mil mesafeyi  yaklaşık 1.2 saniye daha hızlı koştuğu belirlenmiştir.

5-)N,N-dimetilglisin kullanımı: İşten sonra kan laktik asit konsantrasyonunu azaltır. Ergin bir atta 1.6 mg DMG/kg CA miktarında kullanılır.

6-)Maya kullanımı: Proteinin etkin kullanımı ve kas gelişimi için az miktarlarda canlı maya kültürü kullanılır. Taylarda günde 2 kere verilen maya kültürünün N retensiyonunu %160 arttırdığı tespit edilmiştir.

KAYNAKLAR

1 YORUM

BİR CEVAP BIRAK