Ana sayfa Zootekni ve Hayvan Besleme Hayvan Besleme ve Bes. Hastalıkları Baklagil Bitkilerinin Yetişmesi İçin Gereken Toprağın V.S Özellikleri, Dekara Ot Verimi, Tane...

Baklagil Bitkilerinin Yetişmesi İçin Gereken Toprağın V.S Özellikleri, Dekara Ot Verimi, Tane Verimi, Baklagil Tane Yemleri Ve En Yaygın Kullanılan Baklagil Yeşil Yemleri

1058
0

Bu yemler gerek hayvan ve gerekse toprak verimini arttıran bitkilerdir. Baklagiller buğdaygil yeşil yemlere göre daha besleyici ve birim alanda daha fazla ürün veren yemlerdir. Baklagiller protein, kalsiyum ve karoten yönünden buğdaygil yeşil yemlere göre daha üstündürler. Aynı zamanda daha lezzetli yemlerdir. Baklagiller köklerinde bulunan Rhizobium’lar vasıtasıyla havanın serbest azotunu toprağa bağlarlar. Böylece toprağı azot bakımından zenginleştirirler. [1]

Ülkemizde en fazla yonca, korunga, üçgül ve fiğ gibi baklagil yeşil yemleri önem taşımaktadır. Bunların yanında daha az sıklıkla burçak, bakla, yemlik bezelye, acıbakla, mürdümük ve gazalboynuzu gibi baklagil yeşil yemleri de kullanılmaktadır. [1]

 

  • YONCA (Medicago sativa L.)

Yonca, kaba yem maddelerinin kraliçesi sayılıp, yurdumuzda 30 türü vardır. En çok yetiştirilen türler şunlardır:

1.Erguvani çiçekli yani adi yonca (Medicago sativa L.)

2.Sarı çiçekli yonca (Medicago falcata L.)

3.Melez yonca (Medicago media Pers.)

4.Şerbetçi otu yoncası (Medicago lupulina L.)

Çok yıllık bir yem bitkisi olup, ekonomik ömrü 7 yıldır. Özellikle protein, mineral ve vitaminler yönünden (β-karoten, B vit.) zengindir. [1] Otlatılmaya da oldukça dayanıklıdır. Bu nedenle meraların ıslahında diğer bitkilerle karışıma giren ve meranın kalitesini arttıran bir bitkidir. Ahır besiciliğinde et ve özellikle süt verimini % 30′ lara kadar artıran ve yem bitkileri içerisinde en çok besleyicilik değeri olan yonca [2]; aynı zamanda çok lezzetli bir yem maddesidir. Bu nedenle herbivorların besin maddeleri ihtiyacını sağlayabilirler. [1]

Bu yem bitkisi her iklim ve toprak koşullarına uyabilir. En iyi yonca, kuru hava ve bol sulanabilen yerlerde yetiştirilir.[1]  Çok soğuk bölgelerde yetişen türleri olduğu gibi en sıcak bölgelerde de yetişen türleri vardır. Sıcak olan gün sayısı ne kadar fazla ise biçim sayısı ve buna bağlı olarak ot verimi de o oranda artar. [2] Her toprak çeşidinde yetişebilir. Yalnız çok kumlu ve kompakt topraklardan kaçınmak gerekir. [1] Yonca en fazla tınlı, kumu çok olmayan, yeterli derecede kireç içeren toprakları sever. [3]  Yoncanın normal ürün verebilmesi için toprağın fosfor ve potasyum kapsamı bakımından iyi olması gerekir. Taban suyu yüksek ve pH’nın 6.5 dan aşağı olmaması gerekir. [2] Çünkü yüksek taban suyu ve durgun su yoncada verim düşüklüğüne ve giderek de seyrekleşmeye neden olmaktadır. Bunun için yüzey drenajına önem verilmelidir. Bu nedenle 90-100 metrede bir meyil istikametine dik hendekler açılarak tahliye edilmelidir. [3]

Yonca toprağının ekime hazırlanmasında ilk olarak arazide yabancı ot mücadelesi yapılmalıdır. Çünkü yonca fideleri yavaş geliştiği için diğer yabancı ot fideleri yoncayı bastırır. Yonca bitkisi tohumlarının küçük ve embriyosunun nazik olması nedeniyle çok özenle hazırlanmış bir tohum yatağı istemektedir. Bunun için tarla birkaç kez sürülüp diskaro çekilmeli ve ince tırmık ile toprağın iyice ufalanması sağlanmalıdır. Bu uygulamalardan sonra toprağın yüzeyi merdane çekilerek bastırılmalıdır. Yonca genel olarak Akdeniz ikliminin egemen olduğu yörelerde sonbaharda, diğer serin iklim yörelerinde ise ilkbaharda ekilmelidir. [3]  Ekim elle serpme olarak yapılacak ise 2-2.5 kg/da, mibzerle ekim yapılacak ise 1-1.5 kg dekara tohum kullanılmalıdır. Elle serpme ekimde tohum ince elenmiş kumla 1/1 oranında karıştırılarak atılmalıdır. Mibzerle ekimde sıra arası en az 20 cm olmalıdır.  [2]

Yoncada ekim döneminden önce ve ekim döneminde olmak üzere 2 tip gübreleme yapılır. Ekim döneminden önce, toprak işlemesi sırasında 13-14 kg/da fosfor (TSP) verilmesi, ekim sırasında 2-3 kg/da azot ve 15-20 kg/da potasyum verilmesi uygundur.

Yoncanın gelişme mevsiminin uzunluğu hızlı büyümesi ve yıl içinde birden fazla hasat edilmesi nedeniyle diğer kültür bitkilerine oranla suya ihtiyacı daha yüksektir. Genel olarak biçimden 7-10 gün önce ve biçimden bir hafta sonra olmak üzere her biçimde 2 sulama yapılmalıdır. [3]

Bu yem maddesinin kökleri 8-10 m kadar toprağın derinliklerine inebilir. Yoncanın boyu, 60-100 cm civarında değişir. Çiçeklenme 1/10 olduğu zaman biçilmesi önerilir. [1] Biçim yüksekliği yerden 5-10 cm olmalıdır. Fakat kıştan önce yapılan son biçimlerde 15-20 cm kadar olması gerekmektedir. [3] Senede  ortalama her 6-8 haftada bir olmak üzere üç dört kez biçilir. [1] Ortalama dekara yaş ot verimi 10-12 ton, kuru ot verimi ise 1.8-2.2 tona yaklaşmaktadır. [2] Tohum verimi ise 40-50kg/da kadardır. [10] Kuru koşullarda dekara 250-300 kg/yıl ot verir.[1]

Yonca, yaş, kuru ve silaj şeklinde hayvanlara verilir. [1] Biçimden sonra yoncanın hayvanlarda şişkinlik yapmaması için güneşte 1-2 gün soldurularak verilmesi gerekir. [2]

Kuru ot yapıldığı zaman besin maddelerince zengin yaprakların dökülme tehlikesi vardır. [1] Bu durum A vitamini kaybına da yol açmaktadır. [2] Bu yüzden yoncanın fazla kurutulmadan ve balyalanarak saklanması gerekmektedir. Hava koşulları nedeni ile tarlada kurutmak kaliteyi olumsuz yönde etkileyebilir. Bunun için de ambarda kurutma metodu uygulanır. Ot sabahları biçilir. Daha sonra ot yığınları 4-5 saat dışarıda soldurulup, ambara alınır. Sahada nem miktarı %45 düşer. Sonra içerde su miktarı %20 ye iner. Böylece yaprakların dökülmesi, renk, karoten ve protein kaybı önlenmiş olur. İyi kaliteli kuru yoncada su miktarı %12, ham protein %17-18, 50 mg/kg β-karoten, ve 650-2200 IU/kg vitamin D2 bulunur. [1] Yonca sılajı da yapılabilir. %25-50 çiçeklenme döneminde biçilip silolanmalıdır. Fakat silolanması tavsiye edilmez. [2]

Bu yeşil yem, sığırlara 40-50 kg/gün, koyunlara 4-5 kg/gün, keçilere 5-6 kg/gün, atlara ise 20-25 kg/gün olarak alıştırılarak verilebilir. [1]

 

  • KORUNGA (Onobrychis sativa L.)

Korunga, yoncadan sonra hayvan beslemede ikinci sırada önem taşır. [1] Ülkemizde eskiden beri tarımı yapılan ve hemen hemen her bölgemizde yetişen önemli çok yıllık bir baklagil yem bitkisidir. Korunga, fakir ve kıraç topraklarda yonca ve üçgüle oranla daha fazla ürün vermekte ve da daha iyi yetişmektedir.[8] Çiftçilerimizin “su arkının altına yonca, üst tarafına da korunga ek” sözü korunga ve yoncanın yetiştirilmesini en iyi şekilde açıklar. [11] Ayrıca hayvanlarda şişkinlik yapmaması, besleme değerinin yüksek olması, lezzetli olması, kışa ve kurağa dayanıklı olması, münavebe bitkisi olması, toprak ve iklim açısından fazla seçici olmaması, toprağın fiziksel özelliğini düzeltmesi, erozyon bitkisi olması gibi önemli özelliklere de sahiptir.[8]

Proteince zengin (kuru otunda %14-19) [1] ve yem kalitesi iyi olan korunga otu kalsiyum, fosfor ve diğer mineral maddelerce zengindir. [9] Hazmolmayı olumsuz yönde etkileyen lignin maddesi korunga otunda yoncadan daha azdır. Tohumları % 36 protein içerdiğinden, doğrudan hayvan yemi olarak kullanılabilir. Korunga çiçekleri çok iyi bir bal özü kaynağıdır. [7]

Toprak yönünden fazla seçici değildir. Genel olarak hafif kireçli toprakları sever. Kıraç, yüzlek veya fazla verimli olmayan toprakları iyi değerlendirir. Kireci bol, su seviyesi derinlerde olan topraklarda bol ürün verir. Asitli ve yaş topraklara iyi uyum göstermez. Tuzluluğa oldukça iyi dayanır.[8]

Ekimden önce tarlada yabani otlar yok edilecek şekilde sürülmeli tezekler parçalanmalı ve yüzü düzlenmelidir. [9] Orta ve Doğu Anadolu gibi kışı sert geçen yörelerde ilkbaharda, kışı ılıman geçen Güneydoğu ve Ege sahillerinde ise sonbaharda ekilmelidir. Sonbaharda mümkün olduğunca erken ekim yapılmalıdır. Böylece bitki kışa kuvvetli girer ve daha iyi gelişir. [8] Korunga tohum amacıyla ekilecekse 8-10 Kg/da, ot amacıyla ekilecekse dekara 12 – 15 Kg. tohum elle serperek ekilir. Mibzerle ekimde dekara 6 – 8 kg. tohum atılır. Korunga tohumlan 3-7 cm. derine ekilmelidir. Korunga tarlasına yalnız ekim sırasında gübre verilir. (1-3 kg/da azot ve 5 kg/da fosfor) Bir daha gübre istemez. Çünkü korunga bitkisi azotlu gübreyi kendisi toprağa kazandırır.[9]

Bu yem maddesinin boyu 80-100 cm olmakla birlikte kök kısmı yoncaya göre daha derin kısımlara inmektedir. Yonca ya göre de daha uzundur. [12] Ekildiği yıl korungadan pek ot alınmaz. Birinci yıl köklerini geliştirir. Esas ikinci yıldan itibaren ot verir. Bu nedenle ekildiği yılı ot vermedi diye korunga tarlası bozulmamalıdır.[9] Kurak yıllarda bir, yağışlı yıllarda veya sulanan yerlerde iki biçim yapılabilir. Biçim zamanı çiçeklenme başlangıcıdır. Yani yonca gibi çiçeklerini onda biri açınca biçilmelidir. Bir dekardan ortalama 1-1.5 ton yaş ot veya 250- 300 kg kuru ot alınabilir.[8] Korunganın tohum hasadı salkımın alt tarafında bulunan meyvelerin koyu kahverengiye dönüştükleri zaman yapılmalıdır. Tohum verimi 80-100 kg/da dır.[9]

Korunga taze, kuru ot veya silaj yapılarak da hayvanlara yedirilebilir. Süt sığırlarına her gün bir miktar korunga verildiğinde sindirim sistemi rahatsızlıklarına pek rastlanmaz. Bütün hayvanların gelişmesini ve büyümesini sağlar, verimlerini artırır. [9] Sığırlara günde 50 kg, koyun ve keçilere 4-5 kg, atlara ise 20-25 kg verilebilir. [1]

 

1.3. ÜÇGÜL (Clovers, Trifolium Spp.)

Ruminant beslenmesinde ideal ve ekonomik bir yem maddesi olup, ülkemiz çayır ve mera alanlarında bol miktarda bulunmaktadır.[1] Halk arasında Tırfıl veya Tirfil gibi adlarla da bilinmektedir.[12]  Ilıman kuşağın serin ve nemli bölgelerine yayılmış olan üçgül türleri, ince saplı ve bol yapraklı olduklarından, hayvanlar için çok değerli ve kaliteli kaba yem üretirler. [6]

Üçgülün  94 türü vardır ve bu türlerin içerisinde çilek üçgülünün anavatanı Türkiye’dir. Üçgül protein, mineral ve vitamin yönünden buğdaygil ve diğer çayır otlarından daha zengindir.[1] Özellikle Ca bakımından yonca ve korungadan üstündür.[7] Aynı zamanda lezzetli bir yem maddesidir. Diğer baklagiller gibi üçgül havanın serbest azotundan yararlanabilir. Bunu köklerindeki Rhizobium bakterileri ile havanın azotundan NO3 sentezleyebildikleri gibi proteinleri de sentezlerler. [1]

Türkiye’de yetişen bazı üçgül türleri:

1.Aküçgül (Trifolium repens L.)

2.Çayır üçgülü (Trifolium pratense L.)

3.İran üçgülü (Trifolium resupinatum L.)

4.Çilek üçgülü (Trifolium fragigerum L.)

5.Gelemen üçgülü

6.Tarla üçgülü

Yem bitkisi olarak en çok tarımı yapılan ve ülkemiz için önem taşıyan üçgül türleri çayır üçgülü, aküçgüldür. [6]

1.3.1. Aküçgül

Aküçgül, ülkemizde bol miktarda ve özellikle serin mevsimlerde yetişen, kısa boylu, gövdesi yerde sürünerek büyüyen, çok yıllık bir yem bitkisidir. Bu yeşil yem, lezzetli ve besin maddeleri yönünden yüksektir. [11] Otlatmaya ve çiğnenmeye karşı çok dayanıklı olması, otunun yüksek miktarda protein içermesi, otlandıktan sonra hızlı gelişmesi gibi nedenlerle otlatma amacıyla yaygın olarak yetiştirilen bir bitkidir. Ayrıca, kendi azotunu sağladığı ve koyu yeşil bir çim örtüsü meydana getirdiği için, yeşil alan yapımında da giderek artan miktarlarda kullanılmaktadır. [5]

Aküçgül, pH’sı 6-7 olan killi, tınlı topraklarda en iyi şekilde gelişir. Ancak, yeterli miktarda verimli ve kumlu topraklarda da yetişebilmektedir. pH’sı 4.5 olan asit topraklarda yetişebilen aküçgüller, Kanada’da doğal seleksiyonla ortaya çıkmış ve kültüre alınmıştır. Aküçgül tuzluluğa ve yüksek düzeyde alkaliliğe toleranslı değildir.[4] Aküçgül ılıman bölgelerde sonbaharda, soğuk bölgelerde ise ilkbaharda ekilmektedir. Genellikle dekara 1-2 kg tohum atılmaktadır. Ekimden önce dekara 7-8 kg fosfor ve 20-26 kg potasyum gelecek şekilde gübre verilmesi gerekmektedir.[12] Çiçeklenme yarıdan fazla olduğu zaman biçilir. Çok yıllık bir yem bitkisi olan aküçgülün dekarından 150-200 kg kuru ot elde edilir. [1] Tohum verimi ise dekara 20 kg kadardır.[12]

İyi bir mera bitkisi olup, atlar hariç diğer gelir hayvanları severek yerler. Koyunlara günde 4-5 kg, süt sığırlarına karbonhidratça zengin yemlerle beraber 40-50 kg yeşil ak üçgül otu verilebilir. Bu yem bitkisinde siyanoglikozid bulunur. Ayrıştığı zaman siyanik asit oluşup, koyun ve sığırlarda zehirlenmelere neden olabilir. Timpaniye yol açabilir. [1]

1.3.2. Çayır Üçgülü

Çayır üçgülü çayır ve meralar ile toprağın iyileştirilmesinde rol oynayan çok yıllık bir yem maddesidir. Doğu ve Karadeniz bölgelerinde yaygın olarak yetiştirilmektedir.[1] Çayır üçgülü en iyi gelişmesini su tutma kapasitesi yüksek, iyi drene edilmiş verimli topraklarda yapar. Tınlı, siltli-tınlı ve hatta orta derecede ağır yapılı topraktan, kumlu hafif topraklara tercih eder. Çayır üçgülü hafif asit topraklara toleranslıdır. En uygun pH 6.1-6.7’dir. Toprakta birinci derecede fosfor, bazı arazilerde de potasyum büyümeyi kısıtlayıcı faktör olabilmektedir. Çayır üçgülleri yaz ayları serin geçen yerlerde ve nemli topraklarda iyi gelişir. Düşük nem ve yüksek sıcaklık bitkinin gelişmesini kısıtlar.[4] Ilıman bölgelerde sonbaharda, soğuk bölgelerde ilkbaharda ekilmelidir. Dekara 1-2 kg tohum atılmalıdır. Ekimle birlikte 5 kg N/da ve 10-12 kg P/da gübre verilmesi verimi önemli ölçüde artırmaktadır. Ayrıca potasyum gübrelemesi de yararlı olmaktadır.  Bu yem maddesi 60-70 cm kadar uzayabilir. Çiçeklenme %30-65 olduğu zaman biçilmelidir.[12] Timpani durumu yoncaya göre daha az gözlenir.[1] Buğdaygil yem bitkileri ile çok iyi karışımlar oluşturur. Çayır üçgülünün dekarından 500-750 kg kuru ot elde edilir.[7] Tohum verimi ise 50-60 kg/da dır.[12]

 

1.4. FİĞ (Vicia L.)

Tek yıllık bir bitki olan fiğ, yeşil ve kuru kaba yem olarak kullanılır. Aynı zamanda buğdaygillerle karışım halinde ekilip, mera olarak otlatılabilmektedir.[11] Fiğ, %25-30 ham protein ve ortalama 3000kcal/kg metabolik enerji içeriği ile kuvvetli bir yem olarak hayvan beslemede kullanılmaktadır. [1] Fiğ tohumları biraz acı bir lezzet veren glikozid içermektedir. Besi sığırlarının beslenmesinde fiğ kırması uygun bir semirtme yemidir.[11]

Tarımsal bakımdan önem taşıyan fiğ türleri:

1.Adi fiğ (Vicia satia L.)

2.Tüylü fiğ (Vicia villosa Roth.)

3.Koca fiğ (Vicia narbonnennis L.)

4.Burçak (Vicia ervilla L. Wild)

5.Macar fiği (Vicia panoncia crantz)

6.Bakla (Vicia faba L.)

1.4.1.Adi Fiğ (Vicia satia L.)

Bu türler içerisinde en fazla adi fiğ yetiştirilir. Daha çok ot, tane, mera bitkisi ve ekim nöbeti bitkisi olarak önem taşır.[1]

Adi fiğ çok çeşitli iklim ve toprak şartlarında yetişebilen adaptasyon yeteneği yüksek bir bitkidir. [11] Toprak yönünden fazla seçici değilse de, killi-tınlı topraklarda iyi gelişir. Fazla killi veya kumlu topraklar dışında her toprakta yetiştirilebilir.[7] Hafif asit ile hafif alkali arasında pH’ya sahip toprakları sevmektedir. Adi fiğ soğuğa fazla dayanıklı olmadığından kışları soğuk geçen bölgelerde(Doğu ve Orta Anadolu) ilkbaharda, ılıman bölgelerde(Akdeniz ve Ege) ise sonbaharda sonbaharda ekilmektedir.[12] Tohum üretmek amacıyla yetiştirilen fiğ yalnız olarak ekilir. Ot elde etmek amacıyla yetiştirilen fiğin çeşitli tahıllarla birlikte ekimi yapılır. Bu amaçla en fazla arpa ve yulaf kullanılır. Fiğler sülükleri yardımıyla bu bitkilere tutulur ve dik olarak gelişir. Bu şekilde fiğlerin yatması önlenir, biçimi kolaylaşır.[7] Dekara 9-12 kg tohum atılmalıdır. Fosfor ve potasyum gübrelemesi verimi önemli derecede artırmaktadır.[12] Bu yem bitkisi 40-60 cm kadar boylanabilmektedir.[11] Ot için en uygun biçim zamanı, alttan 3-4 meyve tam şeklini aldığı ve dolmaya başladığı devredir. Erken biçilirse, çok kaliteli ot elde edilirse de verimi düşük olur. Tahıllarla birlikte ekilmişse tahılların süt olumu ve fiğin çiçeklenme devresinde biçilmelidir.[7] Tohum üretimi için alttan 3-4 meyvenin tamamen olgunlaşması beklenir. Daha geç kalınırsa, alttaki meyveler çatlayarak tohumlar dökülür. Tohum için hasatta sabahın erken saatleri seçilmelidir.[7] Yeşil ot verimi 1500-2500 kg/da arasındadır. [1] Tohum verimi de 150-200 kg/da civarındadır.[12]

Tek yıllık bir yem bitkisi olan adi fiğ, çiçeklenme sonuna doğru acılaştığı için sığırlara çiçeklenmeden önce verilmelidir. Ham selülozu yoncadan düşük, proteini ise yoncaya yakın olduğundan hayvanlar için iyi bir kaba yem maddesidir.[1] Yeşil ve kuru otu lezzetli ve besleyicidir. Fiğ silajı özellikle süt hayvancılığında, süt veriminin arttırılmasında etkili olmaktadır. [11] İneklere fazla verildiği zaman sütün tadını bozabilir. Koyunlar içinde iyi bir yeşil yem olup, vejetasyon döneminde verilmelidir. Vejetyasyon dönemini aştığı zaman gebe koyunlarda abort yapma olasılığı vardır.[1]

            1.4.2. Tüylü Fiğ (Vicia villosa Roth.)

Tüylü fiğ, adi fiğe göre kısa, kurağa ve soğuğa dayanıklı bir tür olup, ülkemizin en sert ve verimsiz topraklarında yetişir.[11] İyi drene olmuş killi topraklarla, kumlu ve süzek toprakları tercih etmektedir. Ekimi adi fiğdeki gibidir. [12] Tüylü fiğ adi fiğ gibi kolayca yatar. Bu nedenle tahıllarla karışık olarak ekilebilir ve çavdarla birlikte yetiştirilmesi tavsiye edilir. [1] Bu yem maddesi ot için çiçek açma anında biçilir. Tohum hasadı uçtaki çiçeklerin tam olgunlaşması beklenmeden yapılmalıdır. Tohum verimi 70-112 kg/da [12] yeşil ot verimi ise 800-2500 kg/da [1] dır.

            1.4.3. Koca fiğ (Vicia narbonnennis L.)

Bu fiğ türü de ülkemizde doğal olarak yetiştirilir. Kaliteli ot vermeyip, daha çok tanesi için yetiştirilir. Sap ve yaprakları oldukça kaba ve lezzetsiz olduğundan, hayvanlar tarafından sevilmemektedir. [1] Çoğunlukla serin mevsimlerden hoşlanan koca fiğ sert soğuklara dayanamaz. Adi fiğin yetişebildiği kireçce zengin topraklarda iyi yetişir. Kışı ılıman geçen yerlerde sonbaharda, sert geçen bölgelerde ilkbaharda ekilir. [11] Dekara 15-20 kg tohum atılmaktadır. Dane için hasat alt baklalar olgunlaştığı zaman yapılır. Tane verimi 120-200 kg/da[12] yeşil ot verimi ise 100 kg/da [1] dır.

            1.4.4. Burçak (Vicia ervilla L. Wild)

Yeşil yem olarak ruminantların kaba yem ihtiyacının yarısı bu yemle karşılanabilir. Yem değeri bakımından adi fiğe benzer.[1] Burçak kuraklığa dayanıklı olup soğuğa dayanamaz. Toprak isteği bakımından kanaatkârdır. Ağır, nemli ve kil içeriği yüksek toprakları sevmemektedir. Ekim genellikle ilkbaharda yapılır. Dekara 10-15 kg tohum kullanılır. Ot için hasat; çiçeklenme döneminde, tohum için hasat; bitkilerin sarardığı ve alt yaprakların döküldüğü dönemde yapılmaktadır. Dekara 80-100 kg dane ve 100-200 kg kadar da kes denilen saman verir.[12] Ot verimi ise 1000kg/da yaş ottur.[1]

Burçak tanesi değerli bir kesif yem kaynağıdır. Özellikle koyunların ve damızlık boğaların beslenmesinde kullanılır. Burçak tohumu bir miktar hidrosiyonik asit (HCN) ve alkoloid içermektedir. Bu nedenle, tek tırnaklı hayvanların beslenmesinde kullanılırken dikkatli olmak gerekmektedir.[12]

            1.4.5. Macar fiği (Vicia panoncia crantz)

Bu yem bitkisi, tüylü fiğin yetiştiği iklim şartlarında yetişir.[1] Soğuğa dayanıklılık açısından tüylü fiğden sonra gelir. Kışa dayanıklılığı adi fiğden fazladır. Macar fiği ıslak yerlerde ve ağır topraklarda daha iyi yetişebilen müstesna bir bitkidir. Eylül başından kasım’a kadar ekilebilir. [13] Dekara atılacak tohum miktarı 6-12 kg’dır.[12] Ot almak için çiçeklenme başlangıcında, tohum için alt baklaları esmerleşince biçilmelidir.[13] Ot verimi 800-2500 kg/da [1] tohum verimi ise 15-200 kg/da kadardır. [12]

            1.4.6. Bakla (Vicia faba L.)

Bakla, yeşil yem veya kuru ot olarak değerlendirmeye pek uygun değildir. Genellikle dane yem bitkisi olarak yetiştirilmektedir.[12] Çiçeklenmeden önce ya da çiçeklenme döneminde biçilerek ruminantlara verilir. Süt ineklerinde sütün tadını bozabileceği için sağımdan sonra verilmelidir. Fazla miktarda verildiğinde timpani şekillenebilir.[1]

 

1.5. ACIBAKLA, LUPİN (Lupinus L.)

Yeşil lüpenler at ve ruminant beslenmesinde kullanılabilir. Yalnız kurutulmuş olgun lüpenler bazı yönlerden toksik olabilirler. Ot elde edilirken merada mantarların bulaşmamasına özen göstermek gerekir. [1] Bu nedenle en iyi yol otunun silaj yapılarak değerlendirilmesidir. [11] Mavi lüpenler en fazla yetiştirilen türdür. Kumlu ve asit toprakları seven lüpenler aynı zamanda toprağı fiziksel ve kimyasal yönden ıslah eden çok iyi bir yeşil gübre bitkisidir. Kışı sert geçen bölgelerde yazlık, öteki bölgelerde (Akdeniz Böl.) kışlık yetiştirilir. Dekara 7-10 kg ekilmelidir. Ortalama dekara 525 kg kuru ot ve 167 kg dane verebilmektedir.[11] Süt ineklerine 40kg/gün, atlara 15kg/gün, koyunlara 5–7 kg/gün, keçilere ise 6 kg/gün verilebilir.[1]

 

Tablo 1. Ruminantlarda kullanılan bazı baklagil otlarının besin maddeleri bileşimi (g/kg, KM)

Yem Maddesi KM HS HY HK HP ME, MJ/kg
Çayır üçgülü 190 274 37 84 179 10.2
Aküçgül 190 232 42 116 237 9.0
Yonca 240 300 17 100 171 8.2
Korunga 230 209 26 61 196 10.3
Yemlik bezelye 170 353 35 71 205 8.5
Fiğ 180 290 28 83 178 8.6

 

1.6. YEMLİK BEZELYE (Pisum arvense L.)

Yem bezelyesi kışlık ve tek yıllık bir bitkidir. Yem olarak hem otundan hem de danesinden yararlanılır. Otu iyi kurutulursa hayvanlar için yonca otu kadar besleyici olmaktadır. Ayrıca otu ekşitilerek silaj olarak da hayvanlar tarafından değerlendirilir. Danesi proteince zengin olduğundan kışın kesif yemlere karıştırılarak hayvanlara verilir. [11] Tohumu alındıktan sonra geriye kalan samanı kıtlık yemi olarak kış aylarında hayvanlara verilebilmektedir.

Serin iklim bitkisidir. Nem isteği oldukça yüksektir. Kuraklığa dayanamamaktadır. Nemli, killi ve tınlı toprakları tercih etmektedir. Orta asit ve nötr topraklarda iyi yetişmektedir. Ekim genellikle sonbaharda yapılmaktadır. Kışı sert geçen yörelerde erken ilkbaharda ekim yapılmaktadır. Dekara 15-20 kg tohum atılmaktadır.  Sapı zayıf olduğu için sürünücü bir yapıya sahiptir. Bu yüzden yulaf veya çavdar gibi tahıllarla ekimi daha uygundur. Ot üretimi için yetiştirilenler çiçeklenme döneminde, tane üretimi amacıyla yetiştirilenler ise tohumların olgunlaşıp, sertleştiği dönmede hasat edilmelidir. Dekara 1000 kg kuru ot verimi, 2500 kg yeşil ot verimi, 200-300 kg tane verimi ve 200-300 kg saman verimi vardır.[12]

 

1.7. MÜRDÜMÜK (Lathyrus sativusL.)

Yazlık, tek yıllık bir yem bitkisi olup, yeşil ve kuru ot için yetiştirilir.[1] Serin iklim bitkisidir. Ancak soğuğa fazla dayanıklı değildir. Hafif asit ile hafif alkali arasında pH’ya  sahip, tınlı, derin yapılı ve zayıf drenajlı topraklarda iyi yetişmektedir. Toprak tuzluluğuna dayanıklı değildir. Kışı sert geçen bölgelerde ilkbaharda ekilmektedir. Dekara 10-15 kg tohum atılmaktadır. Ot için arkadaş bitkiyle, danesi için ise saf olarak yetiştirilmektedir. Kuru ot için hasat zamanı, tam çiçeklenme dönemidir. Tohum için ise baklalar sararıp, alt yapraklar kuruduktan sonra hasat edilmelidir. Normal yetiştirme koşullarında mürdümükten 150-200 kg/da tane, 1000-2000 kg/da yeşil ot ve 40-500 kg/da kuru ot verimi almak mümkündür.[12]

Mürdümük yeşil ve kuru ot olarak koyunlar tarafından severek tüketilir. At ve eşek gibi tek tırnaklı hayvanlara yedirilmemelidir. Dane yem olarak değerlendirmede dikkatli olmak gerekir. [12] Tohum bağlamadan önce hayvanlara verilmelidir. Aksi halde tanelerinde alkaloidler bulunduğundan, ruminantlarda toksikasyona yol açabilir.

 

1.8. GAZALBOYNUZU (Lotus L.)

Gazalboynuzu, uzun ömürlü çok yıllık bir yem bitkisidir. Kurağa ve soğuğa dayanıklıdır. Her toprakta yetişebilse de pH 6.4’den aşağı olan asitli topraklardan hoşlanmaz. Kireçli ve tuzlu topraklarda yetişebilir. [11] Genellikle sonbaharda ekilmektedir. Ekimden önce iyi bir yabancı ot mücadelesi yapılmış olmalı ve tohum yatağı özenle hazırlanmalıdır. Çünkü fide çıkışı çok yavaş ve bu dönemdeki rekabet gücü zayıftır. Dekara 0.5-0.75 kg tohum atılır.[12] Dekara 10-40 kg tohum ve 400-500 kg kuru ot alınabilir. Özellikle proteince zengin otu hayvanlarca sevilerek tüketilir. Özellikle yaz meraları için önemli bir baklagildir. [11]

 

  1. BAKLAGİL TANE YEMLERİ

Bu grup içerisinde bakla, yemlik bezelye, lüpenler, fiğ, burçak, mercimek, adi mürdümük ve soya fasulyesi yer almaktadır. Bu yemler selülozca zengin olmasına rağmen sindirilme dereceleri ve besin maddeleri yönünden tahıl tanelerinden daha iyi durumdadırlar. Çünkü düşük lignin ihtiva ederler. Proteince zengin olan baklagil tane yemlerinde triptofan ve metiyonin gibi amino asitler yetersiz düzeyde bulundukları için proteinin biyolojik değerliliği pek yüksek değildir. Ancak soya fasulyesi proteini ayrıcalık taşımakta, hayvansal kaynaklı proteinlere yakın değer göstermektedir. [1]

Selüloz ve nötral deterjan fiber (NDF) değeri en yüksek olan tane yem lüpenlerdir. Soya ise yağ içeriği en yüksek olandır.[1]

Baklagil tane yemleri kalsiyum ve potasyum bakımından hububat tanelerinden daha zengindir. Fosforum büyük bir bölümü fitin şeklinde bağlıdır. Vitamin D içerikleri yeterli olmayıp, embriyolarında E vitamini bol miktarda bulunur.[1]

Baklagil tane yemlerinin tahıl tanelerinde olduğu gibi hayvanlara verilmeden önce kabaca kırılması önerilmektedir.[1]

 

  • BAKLA (Viciafaba L.)

Ülkemizde hem yemeklik tane baklagil, hem de dane yem olarak kullanılmaktadır. %25 civarında ham proteine sahip olan taneleri, hayvan beslenmesinde büyük önem taşımaktadır.[12] Ancak kapsamında bulunan proteinin biyolojik değerliliği düşük olduğu için yüksek miktarda kullanılması önerilmez. Lizin kapsamı tahıl tanelerinden yüksektir. Yapısında bulunan metiyonin ve sistein gibi amino asitler kanatlılarda ihtiyacı karşılayamaz. Bu baklagil tanesinin metabolik enerji içeriği 2.7-3.0 Mcal/kg arasında olup bu değer ruminantlar için 3.22 Mcal/kg civarındadır.[1]

Bakla tek yıllık bir yem bitkisidir.Soğuğa ve kurağa hassastır. Sıcaklık isteği fazla olmayıp, nemli ve serin iklimi tercih etmektedir. Besin maddelerince zengin tınlı topraklarda çok iyi bir gelişme göstermektedir. Bakla, ılıman iklime sahip kıyı bölgelerimizde kışlık, Orta ve Doğu Anadolu gibi kışları sert geçen bölgelerimizde ise yazlık olarak ekilmektedir. Dekara 15-25kg tohum atılmaktadır. Azot (3 kg/da), fosfor (8 kg/da) ve potasyum (4-5 kg/da) gübrelemesi de yapılmalıdır. Dane ürünü için hasat, baklaların yarısından fazlasının esmerleştiği dönemde yapılmaktadır. Uygun koşullarda 300-500 kg/da tane ürünü elde edilmektedir. [12]

Besi sığırlarına %25’e kadar verilebilir. Üç aylık yaştaki genç danalarda rasyona %15’e kadar katılabilmektedir. Atlara günde en fazla 1.5-2.0 kg verilebilir. Bu hayvanlarda tanen içeriği nedeniyle konstipasyonlara ve koliklere neden olabilir. Genç damızlık kanatlılarda %2.5-10, erişkin kanatlılarda %5-10 düzeyinde karma yeme katılabilir. Baklanın bazı türlerinde vicine ve convicine adı verilen antinutrisyonel maddeler bulunmaktadır. Bu bileşiklerin tavuklarda yumurta verimi ve büyüklüğünün azalmasına neden olduğunu göstermiştir. Bakla süt ineklerinin beslenmesinde de önem taşımaktadır. Kaliteli sert kıvamda tereyağ oluşumunda etkili olur. Karam yemlere %20’yi geçmemek koşulu ile kullanılır.[1]

 

  • YEMLİK BEZELYE (Pisum arvense L.)

İklim koşullarına oldukça dayanıklılık gösteren bezelye, gerek tane gerekse yeşil olarak yetiştirilen bir bitkidir. (Yetiştiriciliği yukarıda anlatılmıştır.) Diğer baklagil tanelerine oranla daha fazla karbonhidrat içerir. Kabuk kısmı da yüksek sindirilme derecesine sahiptir. Baklaya göre daha iyi sindirilir.[1]

Protein miktarı %16-26 arasında değişir. Metabolik enerji değeri ise kanatlılar için 3.04 Mcal/kg, ruminantlar için 3.2 Mcal/kg’dır.[1]

Tavuk besleme dışında genellikle iyi bir yemdir. Genç damızlık kanatlılara %2.5-10, erişkinlerde %5-15 düzeylerinde karma yemlere katılabilmektedir. Süt ineklerinde tane halinde günde hayvan başına 1-1.5 kg verilebilir veya karma yemlere en çok %20 oranında katılabilir. Besi sığırlarına 100 kg canlı ağırlık için 0.5-1 kg, koyunlara günde hayan başına 0.25-0.5 kg yedirilebilir.[1]

 

  • LÜPENLER (Lupinus L.)

Yüksek besin değerine sahip lüpenlerin çoğu toksik alkaloitleri kapsadığı için hayvanlarda zehirli etkiye sahiptir. Çiçeklerinin rengine göre Beyaz, Mavi ve Sarı Lüpen olarak adlandırılan  üç türü vardır.[1] (Yetiştiriciliği yukarıda anlatılmıştır.)

Lüpenlerin acı ve tatlı türleri mevcut olup, tatlı lüpenler hayvan beslemede kullanılabilir ve bu tanelerin yem değeri yüksektir. Süt ineklerine günde 2 kg, atlara günde 4 kg ve koyunlara ise günde 0.3 kg’a kadar verilebilir. Kanatlı rasyonlarına ise % 10’a kadar katılabilmektedir.[1]

 

  • FİĞ (Vicia sativa L.)

Bazı ülkelere yeşil yem bitkisi, ülkemizde ise daha çok tane yem, mera bitkisi ve ekim nöbeti bitkisi olarak yetiştirilmektedir. (Yetiştiriciliği yukarıda anlatılmıştır.) En fazla ekimi yapılan tür adi fiğdir. Adi fiğ, bir yıllık yem bitkisi olup çiçeklenme sonuna doğru acılaşır. Fiğ, tohuma acı lezzet veren vicin ve vicianin denilen enzim ile birleşerek siyanik asitli glikozit oluşturan bileşikler içerir. Bu glikoziti içeren fiğlerin aşırı tüketilmesi atlarda koliklere, ineklerde ise sütün tadının bozulmasına neden olur. Bu nedenle sınırlı miktarda kullanılmalıdır.[1]

Diğer baklagil tane yemlerine göre protein miktarı %25-30 daha yüksek olup, Metabolik enerji değeri 3Mcal/kg civarındadır. Fiğ sığırlara günde 2 kg, koyunlara ise 0.25 kg verilebilmektedir. Erişkin kanatlı rasyonlarında ise %5-10’a kadar kullanılabilmektedir.[1]

 

  • BURÇAK (Vicia ervilla L. Wild)

Ülkemizin her bölgesinde yetiştirilen dayanıklı bir baklagil bitkisidir. (Yetiştiriciliği yukarıda anlatılmıştır.) Ham protein içeriği %21-23, Metabolik enerji yoğunluğu 2.75 Mcal/kg kadardır. Burçak, tanesinde bulunan tanen nedeniyle özellikle atlara verilmemelidir. Ruminantlara ise kırılarak ve alıştırılarak verilmelidir.[1]

 

  • MECİMEK(Lens esculenta)

Genellikle insan beslenmesinde kullanılan mercimeğin, kırık ve düşük kaliteli olanları yem maddesi olarak değerlendirilir.[1] Yetişeceği toprak sıcak, havalanabilir ve alkali toprak olmalıdır. Gıda maddelerince zengin, ağır topraklarda fazlaca yeşil kısım meydana geleceğinden tane verimi azalır. yazlık ve kışlık olmak üzere iki dönemde yapılır. Kışlık dönemde toprak hazırlığı ekim ve kasım aylarında; yazlık dönemde ise şubat ve mart aylarında yapılır. Dekara tane verimi 100-140 kg’dır.[13] Protein kapsamı %24 civarındadır. Tanede bulunan phasin adındadki bileşik hayvanlarda kanın pıhtılaşmasına yol açmaktadır. Mercimek kanatlı rasyonlarına %5-10 arasında katılmaktadır.[1]

 

2.7. ADİ MÜRDÜMÜK(Lathyrus sativusL.)

Ülkemizin Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde yaygın olarak yetiştirilen tek yıllık bir yem bitkisidir. (Yetiştiriciliği yukarıda anlatılmıştır.) Protein miktarı diğer tahıl tanelerinden %25-28 daha üstün olup, enerji içeriği 2.75 Mcal/kg’dır. Mürdümük tanesinde zehirli alkaloit olarak β-aminopropionitrile bulunduğundan ruminantlarda toksikasyonlara nende olabilir. Mürdümük tavuklarda da yumurta verimini ve yem tüketimini olumsuz yönde etkilemektedir.[1]

 

  • SOYA FASULYESİ (Glycine max)

Soya, tek yıllık, yazlık bir bitkidir. Sıcaklık isteği ve yağış isteği oldukça yüksektir. İyi drene edilmiş, çabuk ısınan tınlı toprakları sevmektedir. Topraklarımızda bakterisi bulunmadığından, ekimde soya bakterisi (Rhizobium japonicum) ile aşılanması, aksi halde azotlu gübre dozunun arttırılması gerekmektedir. Dekara 8-10kg tohum kullanılmaktadır. Tane için hasat, yapraklar kuruyup döküldükten sonra yapılmaktadır. Yeşil yem veya silaj amacıyla hasat, alt yapraklar sarardığında yapraklar maksimum büyüklüğüne ulaştığında yapılmaktadır. Bu dönemde hasat edilen soya kuru otu %17 ham protein içermektedir. Soyadan normal yetiştirme koşullarında 200-300 kg/da tane ve 2000-3000 kg/da yeşil ot verimi almak mümkündür.[12]

Baklagil taneleri içinde en yüksek yem değerine sahip olan soya fasulyesi ortalama %18-21 yağ ve %38 ham protein içerir. Soya fasulyesinin sindirilme derecesi yüksektir. Yapısında bulunan tripsin inhibitörü ve guatrojenik maddeler nedeniyle tek mideli ve kanatlı hayvanların beslenmesinde işlem görmeden kullanılması doğru değildir. Yağı alındıktan sonra elde edilen küspesi hayvan beslemede protein kaynağı olarak önemli yer tutar. Soya fasulyesi süt ineklerine günde 1kg, atlara ise 0.5 kg kadar yedirilebilir. [1]

 

Kaynaklar

 [1] Yemler Yem Hijyeni ve Teknolojisi Kitabı

[2] http://bahce.biz/bitki/tarla/yembitkileri/yonca.htm

[3] www.samsuntarim.gov.trteknikbilgilerliftletlertarlayonca.pdf

[4] httpwww.ziraatciyiz.bizucgul-yetistiriciligi-trifolium-t1028.html

[5] Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.)’de Ot ve Tohum                 Verimi ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri

Mehmet SİNCİK Uğur BİLGİLİ  Ayşen UZUN Esvet AÇIKGÖZ

[6] Fosfor Uygulamasının Ak Üçgül (Trifolium Repens L)’Ün Ot Ve Sap Verimi Üzerine Etkisi  Zeki ACAR Özlem Önal AŞCI

[7] www.agri.ankara.edu.tr/…/1283_Tarla_Bitkileri_Yetistime_2_Bolum_2.pdf

[8] http.www.bahcesel.comforumselhayvan-besleme18397-korunga-tarimi

[9] www.samsuntarim.gov.trteknikbilgilerliftletlertarlakorunga.pdf

[10] www.burudur.tarım.gov.tr -yonca tarımı

[11] Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Ders Kitapları Yayın NO:A-3 (Yem Bitkileri II)

[12] Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Ders Kitabı No:C-74 (Yem Bitkileri Yetiştirme)

[13] httpwww.bibilgi.comansiklopediMERCİMEK-(Lens-esculenta)

BİR CEVAP BIRAK